3 Mayıs 2013 Cuma

SİZDE YAŞADINIZ MI BUNLARI??

Hayırlı cumalar…



    

           Her haftanın  son çalışma günü Cuma sosyal medya sayesinde bayram gibi kutlanıyor artık.. tanıdığımız tanımadığımız sadece ismi listemizde yer alan belki hiç görmediğimiz kişilerle Cuma vesilesiyle selamlaşır, iyi dileklerimizi dualarımızı alır-verir olduk.
Sosyal medyaya çoğu zaman kızsam da böyle iyi yanları yok değil.. eski günlerden dostları bulmak, eş dost tarafından unutulması imkansız hale gelen doğum günleri, yıldönümleri..

          Eskiden de kutlanırdı cumalar, ama böyle değil, daha samimi, yüzyüze, temiz abdestle temiz kıyafetle en yaşlı komşudan başlanırdı kapılar çalınmaya.  
Hatırlıyorum anneannem Cuma sabahı o güzelim rengarenk bahçesine bakan açık salonunda –o hayat derdi oraya-abdestini alır,beyaz oyalı örtüsünü takar, dişler misvakla ovulmuş,tırnaklar kesilmiş,şekeri kolonyası ve kahve sepeti minderinin yanında sela vaktiyle birlikte çalınacak kapısını gözlemeye başlardı.

              Bahçenin öbür ucundaki demir kapı aralanır ‘huu Menevşe dezee (teyze) diye seslenen, anneannem gibi ‘Cuma bakımını’ yapmış bir komşu gelini ya da kızı bahçeye girer, ‘cumaların mübarek olsun bi elini öpüverem’ der hayır dualarını alırdı yaşlı komşusunun. Muhtemelen ilk kapısı  değildir gelen kişinin çaldığı, anneannemden önce daha yaşlı biri varsa kapısı çalınmış, şeker gibi tatlı hayır duaları alınıp cebe konmuş,diğer kapıya gelinmiştir.

           Cumalaşmakta bir serenattı.. iki el karşılıklı uzatılır,o arada salavat getirilir, dudaklar mırıl mırıl sessizce okudukları dualardan sonra eller yüze sürülür sonrasında el öpülürdü.
Dikkat ederdim anneannem bize okulda öğretildiği gibi okumazdı duaları.. okuma yazması olmadığı için duyduğu gibi ezberlemiş, öylece yerleşmişti diline.. Ama Allah bilirdi onun içini, gönlünden geçeni ve eminim ki kabul ederdi..

              Bunun değerini şimdilerde çok daha iyi anlıyorum.. süslü kelimelerle edebiyat parçalarcasına edilen dualar var cep telefonlarına gelen yada sosyal paylaşım sitelerini süsleyen ancak.. kalpler o kadar temiz değil, dualar o kadar gönülden değil..

                Kısa bir hasbihalden, evdeki çoluk çocuktan, ağıldaki koyunlara kadar nasıl oldukları sorulduktan sonra mangal ortaya çekilir, anneannem kahve selesinin dantelli bembeyaz örtüsünü açar içinden misafirlik fincanlarını , cezvesini, kahvesini çıkarır, mangalın üstünde ağır ağır pişirirdi kahvesini. Tadını , kahve pişerken edilen sohbetten mi, mangalın kömüründen mi, kahvesinden mi alırdı bilinmez anneannemin tabiriyle ‘üzerinde takunyayla yürüsen batmayacak kalınlıkta’ köpüğüyle kahve de Cuma sohbetine dahil olurdu. Bu cumalaşma hemen hemen ikindiye kadar  değişen komşularla devam eder, anneannem boşluk bulursa kendisinden büyük yaşlı komşularına uğrardı.. ha bu arada her Cuma eşi ölmüş anneye seni evlendirelim mi diye sormak ta güzel adetlerdendi..her ne kadar hadi ordan diye tersleneceğini bilse de, dayım da annem de adet yerini bulsun, hem de anneannemi kızdırıp , komik diyalogların yaşanması  adetten olmuştu..

                   Şimdi düşünüyorum da ben ve benim kuşağım ne kadar şanslıymış, hatta öncekiler de.. oturup yazacak böyle güzel anılarım var.. özlemle yad ettiğim.. biz bunları dile getirdikçe bilmem biraz daha  yaşatılır mı, özendirici olur mu, bizden sonrakiler okurken hayal güçleri nereye kadar el verirse o kadarının tadını alacaklar..
Ancak bazı şeyler için deriz ya ‘anlatılmaz yaşanır’ diye, ben bu tadı benden sonrakilerinde almasını diliyorum..Hayırlı cumalarrrrrr..

                                                                                                     Menekşe
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...