2 Ekim 2017 Pazartesi

Dair..

 Dair..
Dağın gölge de kalan yanıyım ben azıcık serin bir tutam sert..Rüzgar çarpa  çarpa kayalıklar oturttu gözbebeklerime soğuk bakmalarım ondan.Bir türkü söyledim sesim çıkmadan, avazım içime, duyan anlamadı gören güldü geçti ...Uzakta bir yerde bir kuru yapragin altında buldu biri , aldı açtı göğsünün düğmesini ,yerleştirdi sol yanına..hatta söylenmemiş nağmeler buldu tamamladı.Dağın gölge yanıyım güneşe hasret ..arada bir ,yeşil bir dal çıkmaya yüz bulsa darlayıp onu sürdüm buralardan ..yeşile hasret..belki sert değilim gönlümden yüz buldu sürgün verdi sağıma soluma yinede git dedim..gel diyemedigim için.Gülümsedim gayri ihtiyari , sanki güneş ..evet güneş..ya dünya tersine dönmeye başladı yada musallat olan bulut terketti beni . Bir bahar sevinci taze ot kokusunda, bir gelinciğin boyun eğişi koynumda .Kuru yapragin arasındaki türkümün can buluşu bir bedenin sol yanında ve can verisi sol yanıma. Söylenmemiş şiirler yazasım var dinlenmemiş türküler söyleyesim. Alınmamış solunmamiş bir nefesi içime hapsedesim .Hapsolasım var bir göz bebeğine .Kaybolasım bir alemin hiçler düzeninde..neredeyim nerede kim...  01.10.17   01.06

29 Eylül 2014 Pazartesi

ALLAH KERİM..



ALLAH KERİM...

Hepimiz bencil olduk..belki hep öyleydik, belki de kendimiz bile yeni keşfediyoruz bu yönümüzü.. Ben merkezli yaşayan, ‘ben’ mutlu olayım önce , sonrası Allah Kerim. Müslümanlığımıza da laf ettirmeyiz bu arada Allah Kerim dedim ya bende, demek ki müslümanım, arapça kökenli bir kelimeye  bir de Allah kelimesini ekledim, imandan uçuyorum..
Kerim..Kerem’den türemiş, kök harflerinden de (k-r-m) ikram.. daha genişletirsek şerefli, izzetli, paylaşabilen, cömert.. Daha sayfalarca yazarak anlamı ifade edilebilenderin bir kelime.
Hepimiz öyle cömertiz ki, paramızı , malımızı, sevgimizi, şefkatimizi umarsızca harcayabiliriz , hatta soframızdaki yemeği, demlikteki çayı , neler neler..Görüyorum ki bunlar sadece dilde, sadece iyi günlerde, sadece canımız istediği zaman ve birde sosyal paylaşımlarda.
Herkes dost canlısı, herkes en delikanlı, herkes en dürüst….
Bir Suriyeli beyefendi ve ailesiyle tanışmıştım.Kendisi mühendis, 5 çocuk babası. Aynı Türkiye’de yaşayan iyi bir işi olan bir mühendis gibi yaşayıp giderken, her akşam evine eli- kolu dolu giderken, lüks aracıyla hafta sonu çocuklarıyla gezmelere giderken birden hayatı değişen , değişen, değişen.. hayatı allak bullak olan birbuçuk milyon sığınmacı Suriyeli’den sadece biri ve ailesi.Patlayan bombalar evini , iş yerini , akrabalarını alıp götürmüş hayatından, şimdi inşaatlarda amele..
Yüzde 99’ unun ‘Elhamdülillah müslümanım’ dediği topraklara sığınan, sonra yine o insanların bir kısmının nerden geldi bunlar , bize ne deyip umursamadığı insanlar.
Biz gök gürlediğinde yorganı çekip besmele çekenler, üzerine bombalar yağan insanları nasıl anlayalım, empati  kurmayı da istemiyorsak..
Bayram geliyor, evler temizleniyor, tatlılar yapılıyor, bayramlıklarla çocuklarımız sevindiriliyor..Bayram geliyor, yüreklerde de temizlik zamanı. Bayramlar paylaşmak için, bayramlar çocuklar sevinsin diye.. Rengi, ırkı,dili,milliyeti mühim değil tüm çocuklar sevinsin diye.
Devletimiz asırlardır sürdürdüğü geleneğini bozmadı , ‘Kerem’ sahibi olduğunu gösterdi. İspanyol Yahudilere kucak açtığı gibi, Balkanlardan gelen kardeşlerimize kucak açtığı gibi.. Ama her şeyi Devlete yıkmak ne kadar rahatlatacak vicdanlarımızı? Bireysel olarak ta elimizi taşın altına koymalı, çorbanın tuzu olmasak ta tuz zerresi olmalıyız diye düşünüyorum..
Bu bayramda hayırlarımızı yaparken, bu hayatları darmadağın olmuş kardeşlerimizi de listelerimize ekleyelim diyorum.. çocuklarımıza bayramlık alırken bir tane de sığınmacı çocuklardan birini giydirelim..
Sonrası ALLAH KERİM..

                                                                        MENEKŞE UTLU


28 Ekim 2013 Pazartesi

NİCE 90 YILLARA!






NİCE 90 YILLARA!


Cumhuriyeti kutluyoruz yine,90.yıl coşkusunu katarak. Altı asırlık İmparatorluğun ardından bir asıra yakın zaman vatanın birliği bütünlüğü dûsturu ile can vererek,kan dökerek günümüze eriştik.

Cumhur ve devletin birlikte hareket etmesi olarak da tanımlayabileceğimiz Cumhuriyet, demokrasi bütünlüğü içinde nice yıllar sürecektir.

Cumhuriyetçilikten günümüz toplumunun anladığı ,kendi toplumumuzdan bahsediyorum tabi ki,29 Ekim günlerinde evleri caddeleri,işyerlerini,sokakları bayraklarla donatmak,gün içinde  özlü sözler,Atatürk resimleri paylaşmak,asmak,okullarda çocukların söylediği marşlarla ,tören alanlarında iliklenen ceketler,bir dakikalık saygı duruşuna geçmek..Tüm anladığımız bu mudur Cumhuriyetten?

Sevgili Başbakanımızın bir sözü var: ‘Cumhura gitmekten korkanlar Cumhuriyetçi olabilir mi?’..senenin kalan 364 günü Cumhuriyet adına hiç bir şey yapmadıkları gibi ‘elden gidiyor’ çığırtkanlıklarıyla halkı kaosa sokmak isteyenler nasıl bir Atatürk,Bayrak,Cumhuriyet savunucusu olabilirler?Cumhuriyetin bekası için çivi çakmayanların siyasetlerinde çokça kullandıkları bu kelimenin CUMHUR olmadan kendi başına sadece  Türkçe bir sözcük olmaktan öteye gitmeyeceğini nasıl bilmezler?



Cumhuriyet,Halkın kendisini yönetecekleri kendisinin belirlediği bir yönetim şekliyken,Halkı hiç sayarak darbelerin yapıldığı yıllarda kutlanan Cumhuriyet Bayramları ne kadar samimi idiler?



Ortalıkta yine dolaşıp Cumhuriyetten nemalanmak isteyen gruplar Bayramlarını kutlayamadıklarını,kutlanmadığı yalanını etrafta yayıp kendilerince siyaset yapan sözüm ona Cumhuriyetçi siyasetçiler,başörtülü bir Cumhurbaşkanı eşi olduğu için yapılan Cumhurbaşkanlığı Resepsiyonuna katılmama terbiyesizliği göstermediler mi?Kutlanmadığını iddia ettikleri 29 Ekimlerde törenler ayda mı düzenlendi ki çelenklerini gidip orda takdim ettiler?Okullarda okunan şiirlerin marşların sesini dinlemek için bir okulun önünden geçmeleri yeterdi oysa..



Sözün özü Cumhuriyet son 10 yıldır hakkıyla kutlanıyor,çünkü yaşatmak için çalışan bir hükümet iş başında.Yıkmak için dış mihraklarla işbirliği yapanlar deşifre oldukça bu çok daha belirgin hale geliyor.



Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun,Nice 90 yıllara..

                                                                           MENEKŞE UTLU


18 Temmuz 2013 Perşembe

ÇANAKKALE'YE- 2

                   ÇANAKKALE'YE..2
      













Milyonlarca öldük,
Milyonlarca dirildik gencecik bedenlerde
Kınalarla boyandık
Giderken cephelere
Türküler yaktık,biz çarıksız postalsız askerler
Çanakkale içinde vurdular beni,
Ölmeden mezara koydular beni..
Öyle mi sanırsınız
Mezarlaramı koydunuz bizi
Kokladığınız havayı çekin bir daha içinize
Kokladığınız özgürlükteyiz biz
Dalgalanan Bayrakla rüzgarız çevrenizde
Bir tohumduk düşrken toprağa
Binlerce fidanız şimdi
Ölmedik biz,ağlamayın artık
Attığınız her adımda
Yüreğimiz sizinle..

17 MART 2009
Menekşe UTLU

ÇANAKKALE'YE-1

ÇANAKKALEYE..1

Künyesinde Seyit yazardı onbaşının
Yiğit, Mert
Haydi Bismillah!! dedi
Yüklenirken mermiyi
Olmadı,yetmedi gücü
Baktı sağına soluna
Tutacak,onunla kaldıracak 
Bir canlı el göremedi
Gördüğü el,
Bir kan gölünde yatan Osman'ın eliydi..
Yıkılmış Cansız bedeni,
Bayrağı hala bırakmayan Osman..
Osman için,Mehmet için Tüm Şehit Mehmetler için
Haydi Bismillah!!
Binlerce şehit eli, el olmuştu Seyit'e
Göllerce yerde biriken kana baktı,
Haydi Bismillah!!
Topun namlusuna koyduğu 
Sadece bir mermi değildi
Bir Milletin kurtuluşu,Belkide yüzyıllarca söylenecek
'ÇANAKKALE GEÇİLMEZ' nidasını
Topun gümbürtüsünde
Haykırmaktı Dünyaya..
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ..
17 Mart 2009
Menekşe UTLU

3 Mayıs 2013 Cuma

SİZDE YAŞADINIZ MI BUNLARI??

Hayırlı cumalar…



    

           Her haftanın  son çalışma günü Cuma sosyal medya sayesinde bayram gibi kutlanıyor artık.. tanıdığımız tanımadığımız sadece ismi listemizde yer alan belki hiç görmediğimiz kişilerle Cuma vesilesiyle selamlaşır, iyi dileklerimizi dualarımızı alır-verir olduk.
Sosyal medyaya çoğu zaman kızsam da böyle iyi yanları yok değil.. eski günlerden dostları bulmak, eş dost tarafından unutulması imkansız hale gelen doğum günleri, yıldönümleri..

          Eskiden de kutlanırdı cumalar, ama böyle değil, daha samimi, yüzyüze, temiz abdestle temiz kıyafetle en yaşlı komşudan başlanırdı kapılar çalınmaya.  
Hatırlıyorum anneannem Cuma sabahı o güzelim rengarenk bahçesine bakan açık salonunda –o hayat derdi oraya-abdestini alır,beyaz oyalı örtüsünü takar, dişler misvakla ovulmuş,tırnaklar kesilmiş,şekeri kolonyası ve kahve sepeti minderinin yanında sela vaktiyle birlikte çalınacak kapısını gözlemeye başlardı.

              Bahçenin öbür ucundaki demir kapı aralanır ‘huu Menevşe dezee (teyze) diye seslenen, anneannem gibi ‘Cuma bakımını’ yapmış bir komşu gelini ya da kızı bahçeye girer, ‘cumaların mübarek olsun bi elini öpüverem’ der hayır dualarını alırdı yaşlı komşusunun. Muhtemelen ilk kapısı  değildir gelen kişinin çaldığı, anneannemden önce daha yaşlı biri varsa kapısı çalınmış, şeker gibi tatlı hayır duaları alınıp cebe konmuş,diğer kapıya gelinmiştir.

           Cumalaşmakta bir serenattı.. iki el karşılıklı uzatılır,o arada salavat getirilir, dudaklar mırıl mırıl sessizce okudukları dualardan sonra eller yüze sürülür sonrasında el öpülürdü.
Dikkat ederdim anneannem bize okulda öğretildiği gibi okumazdı duaları.. okuma yazması olmadığı için duyduğu gibi ezberlemiş, öylece yerleşmişti diline.. Ama Allah bilirdi onun içini, gönlünden geçeni ve eminim ki kabul ederdi..

              Bunun değerini şimdilerde çok daha iyi anlıyorum.. süslü kelimelerle edebiyat parçalarcasına edilen dualar var cep telefonlarına gelen yada sosyal paylaşım sitelerini süsleyen ancak.. kalpler o kadar temiz değil, dualar o kadar gönülden değil..

                Kısa bir hasbihalden, evdeki çoluk çocuktan, ağıldaki koyunlara kadar nasıl oldukları sorulduktan sonra mangal ortaya çekilir, anneannem kahve selesinin dantelli bembeyaz örtüsünü açar içinden misafirlik fincanlarını , cezvesini, kahvesini çıkarır, mangalın üstünde ağır ağır pişirirdi kahvesini. Tadını , kahve pişerken edilen sohbetten mi, mangalın kömüründen mi, kahvesinden mi alırdı bilinmez anneannemin tabiriyle ‘üzerinde takunyayla yürüsen batmayacak kalınlıkta’ köpüğüyle kahve de Cuma sohbetine dahil olurdu. Bu cumalaşma hemen hemen ikindiye kadar  değişen komşularla devam eder, anneannem boşluk bulursa kendisinden büyük yaşlı komşularına uğrardı.. ha bu arada her Cuma eşi ölmüş anneye seni evlendirelim mi diye sormak ta güzel adetlerdendi..her ne kadar hadi ordan diye tersleneceğini bilse de, dayım da annem de adet yerini bulsun, hem de anneannemi kızdırıp , komik diyalogların yaşanması  adetten olmuştu..

                   Şimdi düşünüyorum da ben ve benim kuşağım ne kadar şanslıymış, hatta öncekiler de.. oturup yazacak böyle güzel anılarım var.. özlemle yad ettiğim.. biz bunları dile getirdikçe bilmem biraz daha  yaşatılır mı, özendirici olur mu, bizden sonrakiler okurken hayal güçleri nereye kadar el verirse o kadarının tadını alacaklar..
Ancak bazı şeyler için deriz ya ‘anlatılmaz yaşanır’ diye, ben bu tadı benden sonrakilerinde almasını diliyorum..Hayırlı cumalarrrrrr..

                                                                                                     Menekşe

21 Aralık 2012 Cuma

MAYALARI TEBRİK EDERİM..ÇÜNKÜ......

ŞİRİNCE'DE KIYAMETT


























Dünya uğraşsa didinse,özel tur düzenlese , ben bencilim diyen 70 bin kişiyi bir araya getiremezdi..Ben ölmeyeyim de kalanlara ne olursa olsun diyerek bunu nasıl açık açık ortaya koydular..Bu 70 bin kişi içinde Afrikayı, Suriye kamplarını gezen Angelina Jolie  yardım meleği(!) ,papatya Semra Özal’a kadar kimler yok ki! Parası olan yaşar mantığıyla bir bencillik organizasyonuna imza atam mayaları aslında tebrik etmek lazım..Bu olay Titanic gemisi batarken filikalara insan yerine bavullarını yükleyen zenginleri anımsattı. Ama batan gemiyi ilk önce fareler terk eder..İşte fareli bir köy,buyursunlar kavalcıyı da kendi aralarında belirlesinler..Menekşe Utlu..


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...